SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ!!  
 
  ÜRÜNLERİMİZ 15.03.2025 17:31 (UTC)
   
 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  hikaye
ÇİKOLATA HİKAYESİ

Kakao çekirdeginin keşfi
Fernando Cortez yönetiminde Meksika'nın içlerine dogru ilerleyen ispanyollar, yarı yabani yerlilerin kahverengi çekirdekleri, taştan yapılmış tanrılarına sunduklarını ve sahiplerin bunları daha sonra tapınaklarda yediklerini gördüler. Daha sonra bu bilinmeyen ürün araştırıldı ve onun dogal kaynagı bulundu. Bu bütün ülkede büyük bir itina gösterilen ve neredeyse tapınılan kakao meyvesiydi. Yerli Meksikalılar bu yemişleri sadece yüksek besin degeri oldugu için kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda onun birçok şifa verici özelliginden de yararlanıyorlardı.

İspanyollar'ın Meksika'ya ilk gelişlerinde kakao ağaçlarının dikimi ve kültürü pek gelişmemişti. Sadece kabile reislerinin ve sülalede sözleri geçenlerin, kakao meyvelerini toplamaya yetkileri vardı. Örneğin; Tabasca şehri, Meksika kralı Montezuma'ya yıllık 160 bin kakao çekirdeği cizye verirdi. Bu önemli hediye sayesinde de kendisine günlük 50 fincan kakao servis edilmesini, metreslerine ve hizmetçilerine de aynı şekilde 2 bin fincan kakao ikram edilmesini sağlardı. Bu kakao SIVISI arı balı ve agav şekeri ile tatlandırılır ve aromalandırılırdı. Kakaonun eski Meksika'da da sevildiği ve bilindiği tartışma götürmez. O zamanlar çikolata üretimi ilkel yöntemlerle yapılıyordu. Muhtemelen kakaolar ateşte kavrulup gevrekleştirilidikten sonra kabukları soyulmuş ve ondan sonra da iki taş arasında öğütülmüştür. Bu yöntemle elde edilen kakao, toz şeklini değil de püre şeklini aldığından öğütüldükten sonra şeker ile karıştırılmıştır. Bu karışıma da biber, vanilya, küçük hindistan cevizi veya gri amber katılmıştır. Zaten oldukça keskin kokusu olan kakao günümüzde de böyle baharatlanmış olsaydı tadı bize çok farklı gelirdi. Bu bilgiler kızılderililerin bu kıymetli ürünü o zamanlar değişik şekillerde kullandıklarını göstermektedir. ince çekilen ve kurutulan kakao güzellik malzemesi olarak'da kullanılmıştır. Pudra ve makyaj malzemesi şeklinde kullanılarak tenin aynı renkte ve güzel olması amaçlanmıştır. Ancak kakaonun kullanım alanı bununla da sınırlı kalmamış, yerli Meksikalılar tarafından ve muhtemelen onların ataları tarafından da uzun süreler ödeme aracı olarak kullanılmıştır.

Kakao agacı
Anayurdu, Amerika'nın sıcak bölgeleri olan küçük bir agaçtır. Bütün tropikal bölgelerde yetişen kakao, 4-10 m boyunda, dalları almaşık dizili, her mevsimde düzgün ve bol çiçek açan bir agaçtır. Meyvelerin içindeki her biri kestane büyüklügündeki 5-6 tohum; uyarıcı, iştah açıcı ve kuwet vericidir. Özellikle çikolata yapımmda ve içecek olarak kullanılır.

100 kakao çekirdegi bir kadın köleye bedel...
Bu sisteme göre örneğin 10 kakao çekirdegine karşılık bir tavşan ve 100 kakao çekirdegine karşılık bir kadın köle alınırdı. Ancak çekirdekler çok güzel, iri ve en iyi kalite olmalıydı.

Kakaonun ticaret ve ihracat ürünü oluşu...
Meksika'nın yeni efendileri olan ispanyollar'ın elde ettikleri alanların, değerini ve verimliliğini anlamaları uzun sürmedi. Mevcut olan ve ulaşabilecekleri bütün kakao fidanlıklarına el koydular ve yönetimleri altına aldılar. Kakao dikimleri çoğaltıldı ve bakımlarına özen gösterildi. Kakaonun birçok ülkeye ihraç edilmesi organize ve teşvik edildi. İlk etapta Orta ve Güney Amerika'ya komşu olan ve halen ispanya yönetiminde bulunan sömürgelere yönelindi. 1520 yılında, yani Meksika'nın Kortez tarafından zaptedilmesinden 1 sene sonra kakao çekirdekleri gemilerle İspanya'ya gönderildi. Ancak çikolata üretimi yapan ilk işletmeler 1580 yılında faaliyete geçmiştir. İlk çikolata evi 1687 yılnda bir Fransız tarafından Londra'da açıldı. Yine bu dönemde çikolatayı sadece yüksek sınıf tüketebiliyordu. Çikolata bir dönem bilimadamları tarafından pek çok hastalıgın tedavisinde de kullanıldı. 1674 yılında çikolata yenilebilir bir besin maddesi haline geldi. Amerika çikolatayı John Hannan ile tanıdı. Hannan, Dr. James Baker'ın yardımıyla ilk çikolata fabrikasını kurdu. İngiltere, Bristol'dan Dr. Joseph Fry kakao çekirdeklerini ögüten buharlı makineyi icat etti. 1828 yılında kakao presi bulundu. Endüstri devriminin ardından çikolatada seri üretime geçildi. 1876 yılında Daniel Peter ilk sütlü çikolatayı keşfetti. Buluşu dünyanın en büyük firmalarından, isveçli Nestle firması tarafından satın alındı. isviçre, Bern'de Rodophe Lindt konçlama işlemini bularak fondonu üretti. Geçtigimiz yüzyılda dünyada çikolata üretimi giderek arttı. Milyarlarca dolarlık bir çikolata endüstrisi oluştu.

Türkiye Çikolatayı Seviyor...
Ülkemizde gün geçtikçe ilerleyen sanayilerden birisi de çikolatacılık. İkinci Dünya Savaşı sırasında ülkemizde yayglnlaşan ve 1980'lerde bir sanayi koluna dönüşen çikolatacılıkta geldiğimiz noktada dünya ile yarışıyoruz. Türk insanı, çikolata ile Osmanlı zamanında saray çevresinde içecek olarak tanıştı. Tablet şeklinde yurt dışından getirilen çikolata, saray ve çevresinin en gözde içeceklerinden oldu. Türkiye'de çikolatanın yaygınlaşması, Atatürk'ün isteğiyle gerçekleşti. Ülkemize gelen yabancılar, alıştıkları yiyecek ve içecekleri, Türkiye'de de bulmak istiyorlardı. Bunun üzerine Atatürk, Avusturya ve isviçre'den çikolatalar getirtti. Zamanla küçük atölyeler kuruldu. Cumhuriyetten sonra kurulan bu atölyeler, 1950'den sonra yerlerini fabrikalara bırakmaya başladılar. O yıllarda Taksim'de damak çikolataları satılırdı. Bu çikolatalara rastlamak hala mümkün.

43 yıldır pastacılık sektöründe olan Pelit, 1994'den bu yana çikolata da üretiyor. Gelişmiş teknolojiyle üretim yapan Pelit çikolata fabrikası, günde 55 ton SIVI, 24 ton ambalajlı ürün kapasitesine sahip. Dilerseniz; Pelit Çikolata Fabrikası'nı Kalite Güvence Müdürü Erzen Deva anlatsın. ''Çikolata üretim hattı, İsviçre firması Bühler tarafından yapıldı. Tamamen elektronik olup, tek merkezden bilgisayar kontrolünde çalışır. Herhangi bir problem oldugunda modem hattı aracılıgıyla isviçre Bühler firmasıyla bağıantı kurulur ve oluşan problemler en seri şekilde çözülür. Çikolata üretim ve kalıplamada en son teknolojiyi kullanıyoruz. Üretim aşamalarında insan müdahalesi ve hatası yok denecek kadar azdır. Kalite kontrol departmanımız, hammadde alımından, ürün işlenip sevk edilene dek; tüm aşamalarda gerekli analizleri yaparak, toplam kalite yöntemini uygular. Çikolata üretiminde hammaddeler, otomatik olarak silolardan alınıp karıştırılır, si1indirden geçirilerek ezilir, 18 mikron inceligine getirllir. Ayrıca konçlara gönderilerek kalitesi geliştirilir. En iyi kalitede üretilmiş çikolata, kallte kontrol laboratuar denetiminden geçtikten sonra paslanmaz çelikten oluşan işletme tanklarına otomatik olarak sevk edilir. Çikolata, kalıplama öncesinde bu tanklarda dozajlanır. Kalıplama hattında madlen, tablet, napollten, çikolatin, baton, bar ve spesiyal çikolata üretilir.

Diger bir hattaysa kuvertür blok çikolata ve damla çikolata ile parça, kırık ve toz çikolata yapılır. 30.000 m2 kapalı aianda, günde 55 ton SIVI çikolata kapasitesi ile ürünler, istenilen kalıp şeklinde, el degmeden ambalajlanır. Ayrıca SIVI şekilde de tankerlere sevk etme imkanı vardır."

Pelit Çikolatacılık, Aigida dondurmaları için özel çikolata da üretiyor. Aigida'nın SIVI, damla, parça ve tablet çikolata ihtiyacını karşılıyor. Dünyaya baktıgımızda çlkolatanın hammaddesi kakaonun geçen yıl 2.5 milyon ton üretildigini görüyoruz. Ülkemizde çikolata sektörünün gelişimi ne aşamada, diyecek olursak; geçen yıl Almanya'da 500.000 ton, Türkiye'de ise yaklaşık 400.000 ton çikolata ve türevlerinin üretildiğini söyleyebiliriz.

Her şeyin en iyisine layık olan insanımız, kaliteli çikolata ile tanıştıkça, çikolata yeme alışkanlıgı ve bu sayede de gün geçtikçe kaliteli çikolata üretimi artacaktır.

 
Bugün 14 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı!
Google PageRank Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol